Genç erişkin erkeklerin kontrasepsiyon yöntemleri kullanım durumları ve etki eden faktörlerin değerlendirilmesi
Amaç: Bu çalışma ile ülkemizde daha önce üzerinde çalışılmamış bir grup olan genç erişkin erkeklerin aile planlaması ve kontrasepsiyon yöntemleri hakkında bilgi, kullanım durumu ve tutumlarını değerlendirmeyi ve etki eden faktörleri saptamayı amaçladık.
Metot: Tanımlayıcı tipte olan bu araştırma internet üzerinden online e-anket uygulanarak Haziran 2020 ile Temmuz 2020 tarihleri arasında 18-35 yaş arası erkek bireylere yapılmıştır. Araştırmada toplamda 25 sorudan oluşan ve literatür taraması sonrası oluşturulan anket formu uygulanmıştır. Araştırmacılar tarafından geliştirilen e-anket formu web üzerinden üç gün aralıklarla toplam 10 kere paylaşılmıştır.
Bulgular: Katılımcıların (n=380) %85,0’i hayatı boyunca en az bir kez cinsel birliktelik yaşamış. Bu kişilerin (n=323) %55,7’si hayatı boyunca; %21,1’i ise son bir yılda birden çok partnerle birlikte olmuş. %89,2’si önümüzdeki bir yıl içinde çocuk yapmayı planlamamaktadır. Cinsel birliktelik yaşamış olanların %65,9’u cinsel birlikteliğinde kontraseptif yöntem kullanmış. Eğitim seviyesi arttıkça (p=0,003) kontraseptif yöntem kullanma sıklığının artması istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur. Alkol kullananlar kullanmayanlara göre (p=0,004), cinsel birliktelikte erkeklerin korunması gerektiğini düşünenler diğerlerine göre (p<0,001) daha fazla oranda kontraseptif yöntem kullanmaktadır.
Sonuç: Çalışmamız genç erişkin erkek örnekleminde yapılmış olup sonuç olarak erkeklerin yarıdan fazlasının birlikteliğinde erkek kontraseptif yöntemi kullandığı görülmüştür. Bu oranların artması, erkeklerin aile planlamasında partneri ile ortak karar vererek müdahil olması, erkeklerin bilgi düzeylerinin artırılması için özellikle birinci basamak sağlık merkezlerinde ve aile sağlığı merkezlerinde evlilik öncesi başvuruların bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Tam Metin
Giriş
Kontrasepsiyon, çeşitli kimyasal ilaçlar, cerrahi prosedürler, cinsel uygulamalar veya cihazlar kullanılarak gebeliklerin planlı bir şekilde önlenmesi olarak tanımlanmaktadır.(1-3) Aile planlaması hizmetlerinde önemli bir yer kaplayan kontrasepsiyon yöntemlerinin cinsiyet fark etmeksizin tüm bireylere sağlık kuruluşlarında eğitilmiş personel tarafından kaliteli bir şekilde verilecek danışmanlık hizmetleri ile sunulması ve aile planlamasına iki cinsiyetin de dahil edilmeye çalışılması çok önemlidir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda erkeklerin aile planlamasına dahil olma konusunda istekli olduklarına dair sonuçlar alınmaktadır.(4-9) Gelişmekte olan ülkelerde erkeklerin büyük bölümü aile planlaması sorumluluğunu çiftlerin paylaşması görüşünü kabul etmekte, ancak kontraseptif yöntemleri kadınların kullanması gerektiğine inanmaktadır.(8,9)
Ülkemizde Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’nın (TNSA) 2018’de açıkladığı verilere göre Türkiye’de evli kadınların yalnızca %70’i herhangi bir aile planlama yöntemi kullanmaktadır. En yaygın kullanılan yöntemler ise geri çekme (%20), erkek kondomu (%19), rahim içi araç (RİA) (%14) ve tüplerin bağlanması (%10)‘dır.(10) 2013’teki verilere göre erkeklerin kontrasepsiyon kullanma oranlarında artış görülse de, ülkemizde hala erkeklerin aile planlamasına katılım oranları gelişmiş ülkelere kıyasla azdır.(11)
Ülkemizde erkeklerin kontrasepsiyon yöntemleri ile ilgili görüş ve davranışlarını irdeleyen çalışmalar bulunmakla birlikte,(4-7) kontraseptif yöntem kullanma durumlarına etki eden faktörlerin araştırıldığı az sayıda araştırma bulunmaktadır.(5, 7) Bu çalışmalar da genelde evli erkek örnekleminde yapılmıştır. Bu çalışma ile ülkemizde daha önce üzerinde çalışılmamış bir grup olan genç erişkin erkeklerin aile planlaması ve kontrasepsiyon yöntemleri hakkında bilgi, kullanım durumu ve tutumlarını değerlendirmeyi ve etki eden faktörleri saptamayı amaçladık.
Gereç ve Yöntem
Tanımlayıcı tipte olan bu araştırma Haziran 2020 ile Temmuz 2020 tarihleri arasında internet üzerinden online e-anket uygulanarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini 18-35 yaş arası erkek bireyler oluşturmaktadır. Araştırmada örneklem hesabı yapılmamış olup belirlenen tarihler arasında anket formunu dolduran ve dahil etme kriterlerini karşılayan sayıda kişi çalışmanın örneklemini oluşturmuştur. Çalışmada “18 yaş üstü olma”, “koordinasyon sorunu olmama” ve “çalışmaya katılmayı kabul etme” dahil etme kriterleri olarak değerlendirilmiştir. Araştırmada toplamda 25 sorudan oluşan ve literatür taraması sonrası oluşturulan anket formu uygulanmıştır. Ankette sosyodemografik bilgiler (7 soru), sağlık özellikleri (4 soru), tutum ve davranış (8 soru) ve bilgi düzeyi (6 soru) ile ilgili sorular bulunmaktadır.
Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu ile etik kurul onamı alınmasını izleyen bir ay süresince web üzerinden toplanmıştır. Araştırmacılar tarafından geliştirilen e-anket formu araştırmacıların dahil oldukları ve grup yöneticilerinden izin aldıkları eğitim, iş, sosyal arkadaş gruplarında (Facebook ve WhatsApp uygulaması dahilindeki) üç gün aralıklarla toplam 10 kere paylaşılmıştır. Araştırma formu başına eklenen gönüllü onam formunu olumlu olarak dolduran kişiler anket formunu doldurabilmiştir. Tüm verilere cevap veren kişiler çalışmaya dahil edilmiştir.
Verilerin Analizi: Verilerin değerlendirilmesinde sürekli olan değişkenler için ortalama -/+ standart sapma, niteliksel veriler için frekans tablosu kullanılmıştır. Niteliksel veriler arasında ilişki araştırılırken kikare testi kullanılmıştır. Sürekli değişkenler arasında farklılıklar için ise t testi, ANOVA testi veya bunların nonparametrik karşılıkları kullanılmıştır. Yanılma düzeyi olarak α=0.05 değeri kabul edilmiştir. İstatiksel analizler SPSS 23 paket programı ile yapılmıştır.
İzinler
Çalışmanın etik kurul onayı Hacettepe Üniversitesi Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulundan GO 20/531 sayı ve 09.06.2020 tarihi ile alınmıştır.
Bulgular
Çalışmaya toplamda 380 genç erkek katılmıştır. Katılımcıların sosyodemografik özellikleri Tablo 1’de sunulmuştur. Katılımcıların %85,0’ı (n=323) hayatı boyunca en az bir kez cinsel birliktelik yaşamış. Bu kişilerin %55,7’si (n=180) hayatı boyunca; %21,1’i (n=68) ise son bir yılda birden çok partnerle birlikte olmuş. Katılımcıların %86,3’ünün (n=328) çocuğu bulunmazken; %6,6’sının (n=25) iki ve daha fazla sayıda çocuğu bulunmaktadır, %89,2’si (n=339) önümüzdeki bir yıl içinde çocuk yapmayı planlamamaktadır. Cinsel birliktelik yaşamış olanların %65,9’i (n=213) cinsel birlikteliğinde kontraseptif yöntem kullanmış.
Kontrasepsiyon yöntemler için gerekenleri %61,9’u (n=200) eczaneden, %9,0’ı (n=29) aile sağlığı merkezinden (ASM) temin etmektedir. En sık kullanılan yöntemler ise kondom kullanma (%52,9) ve geri çekmedir (%50,8). Katılımcıların erkeklerde kullanılan kontraseptif yöntemlere dair tutumları Tablo 2’de sunulmuştur.
Grafik 1’de cinsel birlikteliği olmuş/olanların kullandıkları kontraseptif yöntemler sunulmaktadır. Katılımcıların cinsel birliktelikte kimin korunması gerektiğine dair düşünceleri Grafik 2’de sunulmuştur.
Katılımcıların kontraseptif yöntemlere dair bilgi durumları Tablo 3’de sunulmuştur. Katılımcıların kontraseptif yöntemlere dair bilgi durumları incelendiğinde en sık bilinen yöntemlerin doğum kontrol hapları (%84,8) ve kondom (%83,7) kulanmak olduğu görülmüştür. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruyucu yöntem olarak en sık kondom (%61,1), yan etkisi olan yöntem olarak en sık doğum kontrol hapları (%50,9), üç aylık iğneler (%27,4), geri dönüşsüz yöntem olarak en sık kadında tüplerin bağlanması (%42,1) ve erkek üreme kanallarının bağlanması (%41,8) ve cinsel istek üzerine etkili olarak en sık kondom (%25,0) ve erkek üreme kanallarının bağlanması (%9,5) belirtilmiştir.
En etkili yöntem olarak kondom (%27,3) belirtilirken, bunu kadınlarda tüplerin bağlanması (%21,6) izlemekteydi. En etkisiz yöntem ise geri çekme (%47,2) iken bunu vücut sıcaklığı yöntemi (%19,6) izlemekteydi.Katılımcılar kontrasepsiyon yöntemleri ile ilgili bilgilerini; %22,9’u (n=83) partnerinden, %64,5’i (n=234) internetten, %35,8’i (n=130) arkadaşından, %48,2’si (n=175) okuldan, %32,5’i (n=118) hekimden ve %3,9’u (n=14) ebeveyninden öğrenmektedir. Katılımcıların kontraseptif yöntemleri seçerken en sık dikkat edilmesi gerektiğini düşündükleri faktörler sırasıyla; etkinlik (%65,3), cinsel isteği azaltmaması (%65,0), partnerin memnuniyeti (%58,2), kullanımının hızlı ve kolay olması (%51,7) ve ileriki dönemde doğurganlığı azaltmaması (%47,5) şeklindedir.
Cinsel birliktelik yaşadığı halde kontraseptif yöntem kullanmayanların (n=113) kullanmama nedenleri sorgulandığında en sık neden olarak sırasıyla; kontraseptif yöntemlerin cinsel isteği azalttığını düşünme (%23,0), pahalı olması (%19,5), gerekli olduğunu düşünmeme (%14,2) ve yan etkilerinden dolayı (%12,4) kullanmadıkları belirtilmiştir.
Katılımcıların kontraseptif yöntem kullanma durumları ile ilişkili olabilecek faktörler Tablo 4’de sunulmuştur. Eğitim seviyesi arttıkça kontraseptif yöntem kullanma sıklığının artması istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (p=0,003). Alkol kullananlar kullanmayanlara göre daha fazla oranda kontraseptif yöntem kullanmaktadır (p=0,004). Cinsel birliktelikte erkeklerin korunması gerektiğini düşünenler diğerlerine göre daha fazla oranda kontraseptif yöntem kullanmaktadır (p<0,001).
Katılımcıların kondom kullanma durumları ile ilişkili olabilecek faktörler Tablo 4’de sunulmuştur. 18-21 yaş arasındaki katılımcıların daha az oranda kullandığı (p=0,001), eğitim seviyesi arttıkça kullanımın arttığı (p=0,001), gelir getiren bir işte çalışanların daha çok kullandığı (p=0,016), alkol kullananların daha sıklıkla kullandığı (p=0,001), kronik hastalığı olanların (p=0,028) ve birden fazla partneri olanların (p=0,009) daha az kullandığı görülmüştür. Katılımcıların geri çekme yöntemi kullanma durumları ile ilişkili olabilecek faktörler Tablo 4’de sunulmuştur. Sağlıkla ilgili bir mesleğe sahip olanların daha az sıklıkla (p=0,004), sigara kullananların (p=0,000) ve birden çok partneri olanların (p<0,001) daha sık bu yöntemi tercih ettiği görüldü.
Tartışma
Genç erişkin erkeklerin aile planlaması ve kontrasepsiyon yöntemleri hakkında bilgi, kullanım durumu ve tutumlarının değerlendirildiği çalışmamızda genç erkeklerin %85,0’ının hayatı boyunca en az bir kez cinsel birliktelik yaşadığı; %89,2’sinin önümüzdeki bir yıl içinde çocuk yapmayı planlamadığı ve cinsel birliktelik yaşamış olanların %65,9’unun cinsel birlikteliğinde kontraseptif yöntem kullandığı görülmüştür. Ülkemizde ve dünyada bu konuda yapılan çalışmalarda erkeklerin cinsel birlikteliğinde kontraseptif yöntem kullanma sıklıklarının %30-90 arasında değiştiği bildirilmiştir.(4-11) Evli erkeklerde yapılan çalışmalarda bu oranlar %50-65 civarındadır.(5,7)
Çalışmamızda katılımcıların kontraseptif yöntemlere dair bilgi durumları incelendiğinde en sık bilinen yöntemlerin doğum kontrol hapları ve kondom olduğu görülmüştür. En çok bilinen yöntem olarak “kondom” yönünden çalışma bulguları diğer çalışmalar ve TNSA (2013) bulguları ile benzer sonuçlar göstermektedir.(7,10,12) Çalışmamızda diğer çalışmalardan farklı olarak erkeklerin doğum kontrol haplarını da kontraseptif yöntem olarak bilmesi sevindirici bir sonuçtur. Diğer taraftan çalışma grubumuzun en çok bildiği yöntemlerin modern yöntemler olduğu görülmüştür. Bu sonuçta çalışma grubunun sosyokültürel düzeyinin yüksek olmasının etkisi olabileceği düşünülmüştür.
Aynı şekilde çalışma grubunun geri çekme yöntemi ve vücut sıcaklığı yöntemini en etkisiz yöntem olarak tariflemesi; kondomu cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı en koruyucu ve genel anlamda en etkili yöntem olarak tanımlaması ve en sık yan etkiye neden olabilecek yöntem olarak da doğum kontrol hapları, üç aylık iğneleri belirtmesi, çalışma grubunun sosyokültürel düzeyinin bir sonucu olabilir. Bunun yanına kontraseptif yöntemlere dair tutumları değerlendirdiğimizde “Kondom kullanmak partnerler arasında güvensizlik yaratır” (%71,6) ve “Kondom kullanmak kısırlığa sebep olur” (%84,7) önermelerine verilen yüksek yanıtlar ve “Geri çekme yöntemi ile gebelik olabilir” önermesine verilen düşük yanıt oranı (%12,1) hala bu konuda detaylı eğitimlerin verilmesine ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
Günümüzde erkek kontrasepsiyonunda kullanılan üç yöntem bulunmaktadır. Bunlar; geri çekme, kondom ve vazektomi yöntemleridir.(13) Çalışmamızdaki genç erkeklerin yarısına yakını kondom (%52,9); yine aynı oranda geri çekme yöntemini (%50,8) kullandıklarını belirtmişlerdir. Vasektomi yaptıran genç erkek sıklığı ise %0,6’dır. TNSA’nın 2018’de açıkladığı verilere göre Türkiye’de en yaygın kullanılan yöntemler geri çekme (%20), erkek kondomu (%19), RİA (%14) ve kadın tüplerinin bağlanmasıdır (%10).(10)
Kaya ve arkadaşlarının çalışmasında erkeklerin en sık kullandığı yöntem %35,7 ile kondom olup bunu %19,3 ile geri çekme yöntemi takip etmektedir, vasektomi uygulanmış kimse yoktur.(4) En fazla kullanılan yöntemler açısından çalışma bulgularımız diğer çalışmalarla benzerlik göstermekle birlikte kullanma sıklıkları bizim çalışmamızda daha yüksek bulunmuştur.(4-10)
Yapılan çeşitli çalışmalarda erkeklerin kontraseptif yöntem kullanımının çeşitli faktörlerden etkilendiği belirtilmiştir. Çalışmamızda evlilerin dul ve bekârlara göre daha sık kontraseptif yöntem kullandığı görülmüştür ancak fark istatistiksel olarak anlamlı saptanmamıştır. Depe ve arkadaşlarının çalışmasında da evlilikle birlikte kontraseptif yöntem kullanımının arttığı belirtilmektedir.(6) Evli erkek örnekleminde yapılan çalışmalarda da kontraseptif yöntem kullanma sıklıkları toplum çalışmalarına göre daha yüksek saptanmıştır.(5,7)
Evlilik, aile planlaması konusunda bireylere sorumluluk getiren, bilincin daha arttığı bir durum olması nedeni ile bu şekilde bir artışa neden olmuş olabilir. Çalışmamızda eğitim seviyesi arttıkça kontraseptif yöntem kullanma sıklığının arttığı görülmüştür; literatüre bakıldığında ise eğitim seviyesinin erkeklerin kontraseptif yöntem kullanma durumlarını etkilemediği saptanmıştır.(6,14,15)
Çalışmamızın genç erkekler üzerinde yapılması ve örneklemin az kısmının lise ve altı eğitim düzeyinde olması bu sonucu etkilemiş olabilir diye düşünülmüştür. Çalışmalarda yaşın etkisi de çok tartışılmaktadır. Bazı çalışmalar yaşın etkisinin olmadığını belirtirken;(15) bazılarında yaşla birlikte kullanımın arttığı belirtilmektedir.(6) Çalışmamızda yaş aralığı kısıtlı bir örneklemde çalışılmıştır. Bu nedenle yaşın anlamlı bir etkisi saptanmamıştır. Diğer bir etmen ise cinsel birliktelikte erkeklerin korunması gerektiğini düşünenlerin diğerlerine göre daha fazla oranda kontraseptif yöntem kullanmasıdır. Bu sonuç çalışmadaki yanıtların tutarlılığını göstermektedir.
Kondom, doğru ve tutarlı kullanıldığında, hem istenmeyen gebelikleri hem de cinsel yolla bulaşan hastalıkların bulaşma riskini en aza indirir.(16) Çalışmamızda kondom kullanımını etkileyen faktörler değerlendirildiğinde kullanımın 18-21 yaş arasında daha az olduğu, eğitim seviyesi arttıkça arttığı, gelir getiren bir işte çalışanların daha çok kullandığı, alkol kullananların daha sıklıkla kullandığı, kronik hastalığı olanların ve birden fazla partneri olanların daha az kullandığı görülmüştür. Kaya ve arkadaşlarının çalışmasında ise hiç evlenmemiş ve eğitim düzeyi yüksek olan kişiler arasında kondom kullanımının daha fazla olduğu ve kondom kullanmayanların daha fazla sayıda çocuk sahibi olduğu görülmüştür.(4) Genç yaşta olmanın kondom kullanımını ve cinsel yolla bulaşan hastalık bilgisi sahibi olmayı artırdığına dair çalışmalar bulunmaktadır.(17)
Çalışmamız ve ülkemizde yapılan bazı çalışmalar bu bilginin tersi yönde bir sonuç doğurmuştur.(5,15) Bu konuda yapılacak eğitimlerin erken ergenlik dönemini kapsayacak şekilde yapılması önemlidir. Eğitim düzeyinin artmasının çalışmamız da dahil bütün çalışmalarda kondom kullanımını olumlu etkilediği belirtilmiştir.(4-9,12) Gelir getiren bir işte çalışma ya da sosyal güvence sahibi olma durumu da kondom kullanımını arttıran önemli faktörlerdendir.
Çalışmamızın önemli sonuçlarından biri partner sayısı daha çok olanların beklenenin aksine daha az sıklıkta kondom kullanmasıdır. Bu konuda cinsel yolla bulaşan hastalıklara vurgu yapılarak bilgi verilmesi çok önemlidir. Özellikle cinsel yolla bulaşan hastalıkların taşıyıcılığı açısından çok partnerli erkeklerin kondom kullanmayarak hem kendini hem de cinsel partnerlerini riske atması toplum sağlığı açısından önemli bir risk taşımaktadır.
Dünyada, çiftler arasında en sık tercih edilen kontrasepsiyon yöntemlerinden biri, geri çekme yöntemidir.(18) Herhangi bir kontrasepsiyon yöntemi kullanırken gebe kalan olgulardan %58,7-%60,6’sının geri çekme yöntemini kullandıkları bildirilmiştir.(19) Çalışmamızda sağlıkla ilgili bir mesleğe sahip olanların daha az sıklıkla, sigara kullananların ve birden çok partneri olanların daha sıklıkla bu yöntemi tercih ettiği görüldü. Kaya ve arkadaşlarının çalışmasında ise hiçbir faktörün geri çekme kullanımını etkilenmediği saptanmış ve bu sonucun yöntemin genelde tercih edilen bir uygulama olması nedenli bu şekilde olduğuna yönelik bir yorum yapılmıştır.(4)
Katılımcıların kontrasepsiyon yöntemleri ile ilgili bilgilerini büyük sıklıkta internetten ya da arkadaşından ve okuldan öğrendiği görülmüş olup; ailelerinden kontrasepsiyon yöntemlerine dair bilgi edinme sıklıkları çok düşük bulunmuştur. Kaya ve arkadaşlarının çalışmasında da çalışmamızla paralel şekilde bulunmuştur.(4) Dünyada ve ülkemizde aile planlaması, kontrasepsiyon gibi cinsellikle bağlantısı olan konularda din kuralları, ön yargılar, tabular, örf ve adetler etkili olmaktadır. Çalışmamız sonucundaki genç erkeklerin aileden bilgi edinme sıklıklarındaki düşük oranlar kültürel ve aile içi dinamiklerle ilişkili olabilir.
Cinsel birliktelik yaşadığı halde kontraseptif yöntem kullanmayanların kontraseptif yöntemlerin cinsel isteği azalttığını, pahalı olduğunu düşünmeleri, kontraseptif yöntemin gerekli olduğunu düşünmemeleri ve yan etkilerinden dolayı çekinmeleri nedeni ile kullanmadıkları belirtilmiştir. Belirtilen nedenler bu konudaki bilinç ve bilgi düzeyinin yetersiz olduğunu göstermektedir. Aile planlaması (AP) hizmetlerinde istenilen başarıya ulaşabilmek için erkeklerin AP konusunda sorumluluk almaları ve bunu bilgili ve bilinçli bir şekilde yapmaları önemlidir.
Çalışmamızda kontraseptif yöntemleri seçerken yöntemin etkinliği, cinsel isteği azaltmaması, partnerin memnuniyeti ve yöntemin kullanımının hızlı ve kolay olması en sık dikkat edilmesi gereken faktörler olarak belirtilmiştir.
Çalışmamız genç erişkin örnekleminde yapılması ve yeni neslin bu konudaki yaklaşımının görülmesi açısından literatüre ışık tutacak niteliktedir. Çalışmamızın medeni durum ayrımı olmaksızın yapılması tüm genç erişkinlerdeki durum saptaması ve etkili faktörleri değerlendirmesi açısından da ülkemiz literatüründeki çalışmalar arasında fark yaratmaktadır.
Çalışmamızın en önemli kısıtlılığı web üzerinden yapılmasıdır. Çalışmanın tüm dünyayı etkisi altına alan COVID 19 pandemisi sürecinde yapılması ve bu süreçte hedef örneklemimiz olan genç erişkinlerin bir kısmının öğrenci olması nedeniyle bu kişilere ancak web üzerinden ulaşabilme durumumuz olmuştur. Web üzerinden planlanması nedeni ile çalışma sonuçları tüm genç erişkin evrenine genellenemeyecektir.
Sonuç
Aile planlaması ile ilgili programlarda yakın geçmişe kadar hep kadınlar üzerinde odaklanılmış ve aile planlaması eğitim ve uygulamalarında hedef grup olarak kadınlar ele alınmıştır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde kontraseptif yöntemi eşlerden hangisi kullanırsa kullansın, kontrasepsiyon ve fertilite kararında erkek belirleyici olmaktadır, bu sebeple hem aile planlaması hizmetlerinde hem de konu ile ilgili araştırmalarda en az kadın grubu kadar hedef grup kabul edilmesi gereği açıktır.
Çalışmamız genç erişkin erkek örnekleminde yapılmış olup sonuç olarak erkeklerin yarıdan fazlasının birlikteliğinde erkek kontraseptif yöntemi kullandığı görülmüştür. Bu oranların artması, erkeklerin aile planlamasında partneri ile ortak karar vererek müdahil olması, erkeklerin bilgi düzeylerinin artırılması için özellikle birinci basamak sağlık merkezlerinde ve aile sağlığı merkezlerinde evlilik öncesi başvuruların bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Referanslar
- World Health Organization. Family Planning – A global handbook for providers 2018 edition https://www.who.int/reproductivehealth/publications/fp-global-hanbook/en/ adresinden 04.08.2020 tarihinde erişilmiştir.
- Gavas E, İnal S. Türkiye’de kadınların aile planlaması yöntemleri kullanma durumları ve tutumları: Sistematik derleme. Sağlık Ve Yaşam Bilimleri Dergisi 2019; 1(2), 37-43.
- Evlilik öncesi danışmanlık rehberi. https://sbu.saglik.gov.tr/Ekutuphane/kitaplar/Evlilikoncesi %20DanismanlikRehberi.pdf adresinden 04.08.2020 tarihinde erişilmiştir.
- Kaya M, Özgülnar N. İstanbul’da bir aile hekimine kayıtlı erkeklerin gebelikten korunma durumu ve gereksinimlerinin araştırılması. Turk J Public Health 2020;18(1):39-53.
- Akın L, Özaydın N, Aslan D. Türkiye›de evli erkeklerin aile planlaması yöntemlerini kullanmalarını etkileyen faktörler. Gülhane Tıp Dergisi 2006;48(2):63- 9.
- Depe Y, Erenel A. Erkeklerin aile planlamasına ilişkin görüş ve davranışları. Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi 2006;10(3):29-36.
- Altay B, Gönener D. Evli erkeklerin aile planlaması yöntemlerini bilme ve kullanma durumları ve etkileyen faktörler. Fırat Tıp Dergisi 2009;14(1):56-64.
- Adelekan A, Omoregie P, Edoni E. Male Involvement in Family Planning: Challenges and Way Forward. International Journal of Population Research 2014; 2014:1-9.
- Ankomah A, Anyanti J, Adebayo S, Giwa A. Barriers to contraceptive use among married young adults in Nigeria: a qualitative study. International Journal of Tropical Disease & Health 2013; 3(3): 267–82.
- Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2018. Ankara, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, T.C. Kalkınma Bakanlığı ve TÜBİTAK, 2018. http://www.hips.hacettepe.edu.tr/t nsa2018/rapor/TNSA_2018_ana_rapor.pdf. adresinden 07.08.2020 tarihinde erişilmiştir.
- Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2013. Ankara, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, T.C. Kalkınma Bakanlığı ve TÜBİTAK, 2014. http://www.hips.hacettepe.edu.tr/t nsa2013/rapor/TNSA_2013_ana_ra por.pdf. adresinden 07.08.2020 tarihinde erişilmiştir.
- Sankazan S, Yıldız A. Ankara Eli Deliler köyündeki evli erkeklerin aile planlaması ile ilgili bilgi tutum ve davranışları. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 2002; 55(1): 41-50.
- İzol V, Değer M, Arıdoğan A. Erkek kontrasepsiyon yöntemleri. Androloji Bülteni 2013; 15(53): 117-21.
- Altıntaş H, Telatar G, Albay S, Arık D, Batıkhan H, Berkel B ve ark. Ankara’da bir süt ürünleri fabrikasında çalışan erkek işçilerin aile planlaması konusundaki bazı bilgi, davranış ve görüşlerinin saptanması. Sağlık ve Toplum 2005;15(4): 89-97.
- Kitiş Y, Bilgili N, Karaçam Z. Gülveren Sağlık Ocağı bölgesinde yaşayan erkeklerin aile planlamasına ilişkin görüşleri ve karara katılma durumları. Sağlık ve Toplum 2004; 14(1): 56-66.
- Albert AE, Warner DL, Hatcher RA, Trussell J, Bennett C. Condom use among female commercial sex workers in Nevada’s legal brothels. Am J Public Health 1995;85: 1514–20.
- Pinkerton SD, Dyatlov RV, DiFranceisco W, et al. HIV/AIDS knowledge and attitudes of STD clinic attendees in St. Petersburg, Russia. AIDS Behav 2003; 7:221-8.
- Güngör S, Başe İr, Göktolga Ü, Özkömür E, Keskin U. Koitus interruptus (geri çekme) yönteminin etkinliği ve eğitim seviyesinin önemi. Gülhane Tıp Dergisi 2006; 48: 8-10.
- İnce N, Özyıldırım BA. Gebelikten korunmada geri çekme yöntemi. Jinekoloji ve Obstetrik Dergisi 2003; 17: 180-2.