Erkek sağlığı net tanımlamalar olmasa da tıp dünyasının yeni ilgi alanlarından biridir. Kadınlar özürlülük ve morbidite açısından daha fazla risk taşısa da erkekler kadınlardan daha erken ölmekte ve daha yüksek mortalite riski taşımaktadırlar. Yaşam süresinin uzunluğu açısından cinsiyet farklılıkları, çevresel, davranışsal ve biyolojik faktörlerin kompleks ilişkisiyle açıklanmaktadır. Erkekler, sağlık hizmetlerini çoğunlukla çocukluk veya yaşlılık döneminde kullanmakta, erişkin dönemde ise çok geç kalmakta ve bu durum erken ölümle de sonuçlanabilmektedir. Bu “erkekliğin bedeli” olarak adlandırılmaktadır. Erkeklerde erken mortalitenin belli başlı nedenleri kardiyovasküler hastalıklar, kanserler, inme, kazalar, yaralanmalar ve mental sağlık sorunlarıdır. Erkekte sağlık farkındalığındaki bu boşluk cinsiyetle ilişkilendirilmiş ve “cinsiyet boşluğu” olarak adlandırılmıştır. Andropoz, yaşlanan erkekte androjen düzeylerinin düşmesiyle ilişkilidir. Andropozun klinik tablosundan sorumlu hormonlar, başta testosteron olmak üzere dehidroepiandrosteron, östradiol, kortizol, prolaktin, tiroksin ve büyüme hormonudur. Testosteron düzeyleri 50 yaşından sonra yılda yaklaşık %1 civarında düşmeye başlar. Andropoz semptomları, uyku bozuklukları, cilt ve tüylenmede değişiklikler, visseral yağlanmada artış, cinsel istek, erektil fonksiyon, entelektüel kapasite, kemik mineral yoğunluğu ve yağsız beden kitlesinde azalma olarak ortaya çıkmaktadır. Eksilen androjenin yerine konmasında temel amaç testosteron düzeylerini mümkün olduğunca fizyolojik düzeye yaklaştırmaktır. Androjen reseptör ligandlarından biri olan selektif androjen reseptör modülatörlerinin kullanılmaya başlaması androjen tedavisinin geleceğini önemli ölçüde etkileyecek bir gelişmedir. Yaşlanmanın getirdiği genel kronik değişiklikler ile cinsiyet hormonları ve diğer hormon sistemleri arasındaki kompleks ilişkiler nedeniyle normlar üzerinde uzlaşma zor olabilir. Erkekte hormonal değişikliğin zamana yayılması nedeniyle kolay tanımlanabilir olmaması, yaşa göre normal olan erkek endokrin karakterizasyonunun belirlenmesini zorlaştırabilir. Aile hekimleri, erkekleri, kendi sağlıklarının yönetimine katılmaları konusunda teşvik etmelidirler. Erkek sağlığındaki gelişmeler sadece erkek değil kadın sağlığının gelişimine de katkıda bulunacaktır.